Proloterapi, zayıflamış, aşınmış veya hasar görmüş tendon, bağ ve eklemlerin yenilenmesini desteklemek amacıyla enjeksiyon yöntemiyle uygulanan tamamlayıcı bir tedavi türüdür. Bu tedavi sırasında, hücre ve doku yenileyici özelliklere sahip proliferatif solüsyonlar enjekte edilir. Dekstroz veya mannitol gibi doğal şekerlerden elde edilen bu maddeler, eklemlerde ve tendon ile bağların kemiklere yapışma noktalarında yangı oluşturarak dokuların güçlenmesini ve yenilenmesini sağlar.
Proloterapi, seanslar halinde uygulanır; akut durumlarda haftada iki kez, kronik durumlarda ise haftada bir kez olarak başlanabilir. Seans sayısı, hastanın ağrı durumu ve tedaviye yanıtına göre ayarlanır.
Akut ya da kronik durumlarda hasar gören dokuların iyileşmesi için inflamasyon gereklidir. Yeni bir yaralanmada inflamasyon doğal iyileşme sürecinin bir parçası olarak ortaya çıkar, ancak kronik hastalıklarda inflamasyon kalıcı hale gelerek zarar verebilir. Proloterapi, hasarlı dokuya kontrollü bir inflamasyon süreci başlatarak vücudun kendi iyileşme mekanizmalarını harekete geçirir. Bu kontrollü "mikro yaralanma," dokunun kendini yenilemesi ve güçlenmesi için vücudu teşvik eder.
Proloterapide en yaygın kullanılan madde dekstroz solüsyonudur. Bunun yanı sıra, PRP (Platelet Rich Plasma), kök hücreler, medikal ozon ve gliserin gibi maddeler de tercih edilebilir. Bu maddeler, vücudun doğal iyileşme sürecini tetikleyerek, hasarlı dokuların kendini yenilemesine yardımcı olur. Düşük konsantrasyonlardaki glukoz ağrı iletimini azaltırken, yüksek konsantrasyonlarda dokuyu uyararak yenileyici bir etki gösterir.
Proloterapi, özellikle eklem ve yumuşak doku sorunlarında geniş bir kullanım alanına sahiptir. En sık kullanıldığı alanlar şunlardır:
Proloterapi herkes için uygun değildir ve bazı durumlarda uygulanmamalıdır. Örneğin:
Bu gibi durumlarda proloterapi yapılması önerilmez.
Proloterapi genellikle 3 haftada bir yapılan 6 seanslık bir uygulama şeklinde planlanır. Seans aralıkları hastanın durumuna göre daha kısa veya uzun olabilir. Tedavi sürecinde hedef; ağrıların azalması, eklem ve tendonların güçlenmesi ve hastanın daha önce yapamadığı hareketleri yapabilir hale gelmesidir. Tedavi sonrasında 1-2 gün boyunca hafif ağrı artışı görülebilir, ancak bu durum geçicidir ve doğal iyileşme sürecinin bir parçasıdır.
Proloterapi genel olarak güvenli bir yöntemdir, ancak bazı yan etkiler ve komplikasyonlar görülebilir:
Bu yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Ancak enjeksiyonun doğru tekniğe uygun yapılması önemlidir.
Evet, proloterapi ve kortizon tedavisi birbirinden oldukça farklıdır. Kortizon enjeksiyonu, ağrıyı kısa süreli olarak baskılar ancak uzun vadede kıkırdak hasarına yol açabilir. Proloterapi ise yenileyici bir tedavi olarak hasarlı dokuların, tendonların ve ligamentlerin kendini onarmasına yardımcı olur. Kortizonun aksine, proloterapi vücudu iyileşmeye teşvik eder ve uzun vadeli bir çözüm sunar.
Proloterapiden etkili sonuç alabilmek için hastanın tedavi sürecine uyum göstermesi önemlidir. Hasta, verilen egzersizleri düzenli olarak yapmalı, yanlış alışkanlıklarını bırakmalı ve yaşam tarzını sağlıklı hale getirmelidir. Tedavi sonrasında kısa süreli ağrı kesici kullanımından kaçınılması önerilir. Ayrıca proloterapi sırasında hasta uyanık olmalı ve enjeksiyon sırasında doktoruna geri bildirim verebilmelidir.
Haber, Duyuru, ve her türlü gelişmeden haberdar olmak için e-bülten aboneliğini yaptırınız